Avrupa Birliği’ne üye 15 ülke, Avrupa Komisyonu’na göç kontrolünü sıkılaştırmak için düzensiz göçmenlerin AB dışındaki bir ülkeye gönderilmesi için başvuruda bulundu. Ortak bir metin imzalayan 15 ülke, 2016 yılında Türkiye ile yapılan ve Suriyeli mültecileri Türkiye’de tutmayı amaçlayan anlaşmayı buna örnek olarak gösterdi.
Avrupa Birliği’nden on beş ülke, Perşembe günü Avrupa Komisyonu’na göç kontrolünü sıkılaştırma çağrısında bulundu. Bu ülkeler, İtalya ile Arnavutluk arasında yapılan anlaşmaya benzer şekilde, göçmenlerin üçüncü ülkelere gönderilmesini mümkün kılmak istiyorlar. Ancak, Avrupa hukukunda “güvenli üçüncü ülke” kavramı üzerinde tartışmalar sürüyor.
Bu talep, Avrupa Parlamentosu seçimlerine bir aydan az bir süre kala Brüksel üzerindeki baskıyı artırmayı amaçlıyor. Danimarka ve Çekya’nın öncülüğünde on beş Avrupa Birliği ülkesi, 16 Mayıs Perşembe günü “yeni çözümler” arayışında olduklarını belirterek, göçmenlerin AB dışındaki ülkelere daha kolay transfer edilebilmesi için çağrıda bulundu. Bu çağrı, denizlerdeki kurtarma operasyonları sırasında da geçerli olacak şekilde tasarlandı.
Ortak bir metin imzalayan Bulgaristan, Çekya, Danimarka, Finlandiya, Estonya, Yunanistan, İtalya, Kıbrıs, Letonya, Litvanya, Malta, Hollanda, Avusturya, Polonya ve Romanya, yakın zamanda kabul edilen ve Avrupa’daki göç kontrolünü sıkılaştıran AB göç paktının ötesine geçmek istiyor. Bu ülkeler, Avrupa Komisyonu’ndan “Avrupa’ya düzensiz göçü önlemek için yeni yollar ve çözümler belirlemesini, geliştirmesini ve önermesini” talep ediyor.
“Güvenli Üçüncü Ülke” Kavramı Üzerindeki Tartışma
Bu ülkeler, göçmenlerin açık denizlerde tespit edilmesi, durdurulması ve tehlike anında kurtarılması ve AB dışındaki bir partner ülkeye götürülmesi için mekanizmalar öneriyor. Örneğin, İtalya’nın yakın zamanda Arnavutluk ile yaptığı anlaşma, İtalya karasularında kurtarılan göçmenlerin bu aday ülkeye gönderilmesini ve sığınma başvurularının burada incelenmesini öngörüyor.
On beş ülke, ayrıca, sığınmacıların başvurularının üçüncü ülkelerde incelenmesi için bu kişilerin daha kolay bir şekilde geri gönderilmesini öneriyor. Avrupa hukuku, AB’ye gelen bir göçmenin, sığınma talebinde bulunabileceği ve yeterli bağa sahip olduğu bir dış ülkeye gönderilebileceğini öngörüyor. Ancak, bu durum Birleşik Krallık-Ruanda modeli gibi uygulamaları şu an için dışarıda bırakıyor.
Seçimler Öncesinde Artan Göçmen Karşıtı Partilerin Etkisi
Bu on beş ülke, Avrupa sığınma yasasında “güvenli üçüncü ülke” kavramının yeniden değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor. Daha genel olarak, bu ülkeler göç yolları boyunca yer alan üçüncü ülkelerle daha fazla anlaşma yapılmasını istiyor. 2016 yılında Türkiye ile yapılan ve Suriyeli mültecileri Türkiye’de tutmayı amaçlayan anlaşma buna örnek olarak gösteriliyor.
“Başlıca göç yolları üzerinde yer alan önemli partner ülkelerle kapsamlı, karşılıklı faydaya dayalı ve sürdürülebilir ortaklıkların kurulmasını teşvik ediyoruz” diyor imzacılar.
Bu öneriler, yaklaşan Avrupa Parlamentosu seçimlerine bir aydan az bir süre kala, göçmen karşıtı partilerin oylarında artış öngören anketlerin gölgesinde, gelecek Avrupa Komisyonu’na sunuluyor.